Eş Seçimi: Hayatın En Kritik Kararlarından Biri
Aşk veya gönül ilişkileri kişilerin hayatlarında oldukça etkili bir işleve sahiptir ve bireylerin yaşamlarını daha anlamlı hale getirmeleri için önemlidir (Atak ve Taştan, 2012). Bireylerin sağlıklı ikili ilişkiler kurmaları hayattan daha fazla keyif almalarına kendilerini daha huzurlu ve güvende hissetmelerine ve gelişim görevlerini yerine getirmelerinde kurmuş oldukları yakın ilişkiler de büyük önem taşımaktadır. Yapılan çalışmalar sağlıklı ilişki yasayan bireylerin benlik algılarının ve özgüvenlerinin de yüksek olduğunu belirtmektedir. Bireyler kurmuş oldukları bu yakın ilişkileri toplumsal normlar tarafından benimsenmesi için evlilik kararı alırlar.
Eş seçimi bireylerin hayatlarında verdiği önemli kararlardan biri olarak görülmektedir. Evliliğe uyum sağlama ve evlilikten doyum sağlamanın eş seçiminin doğru yapılmasıyla bağlantılı olduğu bilinmektedir.Modern toplumlarda bireyler görünür’ ’özgür’’ bir seçimle evlendiklerini sanırlar ancak bu seçimin tam bir hür iradeye dayandığını söylemek olanaksızdır. Zira sosyal sınıf, statü, eğitim, maddi olanaklar, fiziki çekicilik vb. gibi birçok toplumsal faktörler bireylerin düşünce ve tercihlerini etkilemekte ve ‘’eş seçimini’’ yönlendirmekte etkili olmaktadır. Eş seçimi çok farklı değişkenleri içeren bir süreçtir.
Eş seçimi, bireyin yaşamında verdiği en önemli kararlardan biridir. Doğru bir eş seçimi, sağlıklı bir evlilik ve huzurlu bir yaşamın temelini oluştururken, yanlış seçimler mutsuzluk, çatışmalar ve hatta boşanmayla sonuçlanabilir. Bu nedenle eş seçimi sadece duygusal değil; aynı zamanda mantıksal, değer odaklı ve uzun vadeli düşünülmesi gereken bir süreçtir.
1. Eş Seçiminin Psikolojik Temelleri
Eş seçimi, kişinin karakteri, geçmiş yaşantısı, bağlanma biçimi ve öz saygısı ile yakından ilişkilidir. Psikologlara göre bireyler, çocukluk dönemlerinde oluşturdukları bağlanma stillerine göre eş seçme eğilimindedirler. Güvenli bağlanan bireyler daha sağlıklı ilişkiler kurabilirken, kaygılı ya da kaçıngan bağlanan bireyler problemli ilişkiler yaşayabilir.
Bununla birlikte, kişi kendini tanımadan ve ne istediğini bilmeden yaptığı eş seçimlerinde, dış etkenlere (aile baskısı, toplum beklentisi, fiziksel çekim gibi) daha çok teslim olabilir. Oysa ki sağlıklı bir eş seçimi için kişinin önce kendi ihtiyaçlarını, değerlerini ve sınırlarını tanıması gerekir.
2. Eş Seçiminde Dikkate Alınması Gereken Faktörler
a. Ortak Değerler ve İnançlar
Değerler, bir ilişkinin uzun vadeli sağlığı açısından en belirleyici unsurlardan biridir. Ahlaki, kültürel ve dini inançlarda büyük farklılıklar varsa, bu durum zamanla ciddi çatışmalara neden olabilir.
b. Hayata Bakış ve Gelecek Hedefleri
Hayatla ilgili temel hedeflerin (kariyer planı, çocuk sahibi olma isteği, yaşam tarzı) uyumlu olması önemlidir. Bu konular evlilik öncesinde mutlaka konuşulmalı, örtüşmeyen alanlar netleştirilmelidir.
c. Karakter ve Kişilik Özellikleri
Kişinin sabırlı, dürüst, empati kurabilen, sorumluluk sahibi biri olup olmaması; evliliğin kalitesini doğrudan etkiler. Sadece "iyi biri" olması yetmez; kişilik özelliklerinin sizinle uyumlu olması da gerekir.
d. Aile ve Sosyal Çevre Uyumu
Tam anlamıyla belirleyici olmasa da, eşin ailesiyle olan ilişkisi ve sosyal çevresi, dolaylı yoldan evliliği etkiler. Ailelerin uyumu ve saygılı ilişkileri, çiftin üzerindeki baskıyı azaltır.
e. Fiziksel ve Duygusal Çekim
Fiziksel çekim ve duygusal bağ, ilişkinin dinamiğini canlı tutar. Ancak sadece bu unsurlar üzerine kurulu ilişkiler, zamanla sağlam temellerden yoksun kalabilir.
3. Eş Seçiminde Yapılan Yaygın Hatalar
- İdealize Etmek: Kişiyi olduğundan farklı görmek, kusurlarını yok saymak uzun vadede hayal kırıklığı yaratabilir.
- Değiştirme Umudu: “Evlendikten sonra değişir” düşüncesi çoğu zaman gerçekçi değildir. İnsan ancak kendi isteğiyle değişir.
- Aile ve Toplum Baskısıyla Hareket Etmek: Evlilik ciddi bir kişisel karardır ve başkalarının beklentilerine göre değil, bireysel karara göre şekillenmelidir.
- Yalnızlık Korkusuyla Karar Vermek: Yalnız kalma korkusuyla yapılan seçimler, sağlıksız ilişkileri doğurabilir.
4. Sağlıklı Bir Evlilik İçin Doğru Eş Seçimi
Sağlıklı bir evlilik, sadece aşk veya tutku değil; aynı zamanda saygı, anlayış, güven, sabır ve ortak emek gerektirir. Bu yüzden eş seçiminde sadece duygular değil, mantık da devreye alınmalı; kısa vadeli heyecanlar yerine uzun vadeli uyum gözetilmelidir.
Sonuç
Eş seçimi konusunda bireylerin yaşamış oldukları sosyal çevre, kültürel etmenler, cinsiyet, yaş, din, sınırlandırıcı inançlar gibi çok fazla etmen bireylerin eş seçiminde etkili olmaktadır. Eş seçimi ve kriterler açısından kıyaslama yapıldığında kadın ve erkeklerin farklı etmenler eş seçme sürecinde etkin olduğu belirtilmiştir. Ancak yapılan araştırmalarda da görülen kişilik ve din konusunda kadınlarda erkeklerde aynı paydada buluşarak bunlara önem verdikleri kişilik ve din konusunda ortak ne kadar çok noktaları olursa yapılacak olan evliliğin de o kadar sağlam temeller üzerine inşa edileceğini düşünmektedirler. Kişilik özellikleri bireylerin karakteristik özellikleri, tutumları, hayata bakış açıları konusunda ortaklık bireylerin birbirini daha iyi anlayabilme, yaşamış oldukları olaylar karşısında problemleri daha kolay aşabilmelerinde etkin rol oynayacaktır. Bireylere en çekici gelen kendilerine daha yakın hissettikleri olgulardan birisi olan dindarlık sosyal normlar, değer yargıları konusundaki bireylerin eş seçme sürecindeki hassasiyetini belirtmektedir.
Eş seçimi; insanın hayat kalitesini, psikolojik sağlığını ve hatta gelecekteki çocuklarının gelişimini etkileyecek kadar kritik bir karardır. Bu nedenle bu sürecin dikkatli, bilinçli ve aceleye getirilmeden yürütülmesi gerekir. Doğru eş, sadece bir hayat arkadaşı değil; aynı zamanda bir dost, bir sırdaş ve birlikte büyüyeceğiniz bir yol arkadaşıdır.