EVLİLİKTE TARTIŞMAK
EŞLE SÜREKLİ TARTIŞMAK: SEBEPLER, SONUÇLAR VE SAĞLIKLI İLİŞKİYE GİDEN YOL
Evlilik, sadece bir sözleşme ya da sosyal bir kurumdan ibaret değildir; iki farklı geçmiş, iki ayrı dünya ve iki ayrı kişiliğin ortak bir hayat kurmaya çalıştığı derin bir yolculuktur. Bu yolculukta elbette zaman zaman anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları ve çatışmalar yaşanabilir. Ancak bu çatışmalar sürekli hale geldiğinde, yani eşler hemen her konuda tartışmaya başlıyorsa, bu durum artık bir ilişki problemi haline gelir. Sürekli tartışmak, hem bireylerin psikolojisini hem de evliliğin temelini zedeler.
I. Sürekli Tartışmanın Psikolojik Temelleri
1. İletişim Bozuklukları
İnsanlar arasında en temel bağ iletişimdir. Ancak iletişim sadece konuşmak değil, dinlemek, anlamak, hisleri doğru ifade edebilmek, zamanı ve dili uygun kullanmaktır. Tartışmaların çoğu şu nedenlerle kronikleşir:
- Eleştiri yerine suçlama: “Sen hep böylesin!” tarzı cümleler kişinin karakterine saldırıdır.
- Savunmacılık: Eş, eleştiriyi kişisel alarak hemen savunmaya geçer ve çözüm yolları tıkanır.
- Sessiz kalma ya da küsme: Sorunu çözmek yerine duyguları bastırmak bir sonraki tartışmayı daha da büyütür.
2. Duygusal İhmal ve Beklentilerin Karşılanmaması
İlişkilerde bireylerin en temel ihtiyaçlarından biri görülmek ve anlaşılmaktır. Duygusal bağın zayıfladığı ilişkilerde eşler küçük meseleleri bile büyütme eğilimindedir. Tartışmalar aslında karşılanmayan duygusal ihtiyaçların dışa vurumudur.
3. Geçmiş Deneyimler ve Kişilik Yapıları
Bazı bireyler, çocukluklarında sürekli çatışma içinde büyümüş olabilir. Ailesinde kavga ve şiddet gören biri için tartışma doğal bir iletişim biçimi haline gelir. Öte yandan bazı kişilik tipleri (özellikle kaygılı-bağlılık stili olanlar) eşlerinden yoğun ilgi beklerken, mesafeli yapıya sahip eşleriyle kolayca çatışabilirler.
4. Güç ve Kontrol Mücadelesi
Tartışmaların temelinde genellikle görünmeyen bir iktidar mücadelesi vardır: “Kim haklı?”, “Kim karar verecek?”, “Kimin dediği olacak?” soruları üzerine kurulu ilişkiler, zamanla sevgi ve uyumu kaybeder.
II. Tartışmaların İlişkiye Etkisi
Sürekli tartışmanın evliliğe verdiği zararlar, sadece anlık kırgınlıklarla sınırlı değildir:
1. Duygusal Tükenmişlik
Her gün kavga eden, birbirine laf anlatamayan çiftler zamanla yorgun düşer. Sevgi yerini yavaş yavaş bıkkınlığa, uzaklaşmaya ve yalnızlığa bırakır.
2. Güven Erozyonu
Sürekli eleştirilen, anlaşılmadığını hisseden birey, eşine güven duymakta zorlanır. “Artık beni sevmiyor”, “Anlamıyor” gibi düşünceler güven bağını zedeler.
3. Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Anne babası sürekli tartışan çocuklar, duygusal olarak güvende hissetmezler. Ya içe kapanır ya da agresifleşirler. İleri yaşlarda ise ya tartışmaktan korkan bireyler olur ya da aynı modeli tekrar ederler.
4. Sadakat ve Cinsellikte Bozulmalar
Duygusal yakınlığın azaldığı, sevgi bağının zayıfladığı ilişkilerde sadakat sarsılabilir. Cinsel birliktelik ise sadece fiziksel olmaktan öteye geçemez, tatminsizlik artar.
III. Eşle Sürekli Tartışmaların Önüne Geçmek İçin Stratejiler
1. İletişim Şeklinizi Gözden Geçirin
- “Sen hep böylesin” yerine “Bu davranışın beni üzüyor” gibi “Ben dili” kullanın.
- Söz kesmeyin, suçlamayın, yargılamayın.
- Anlamadığınız yerleri sorun: “Bu konuda ne hissettin, açıklar mısın?”
2. Tartışma Anlarını Erteleyin
Yoğun öfke anlarında sağlıklı iletişim kurmak mümkün değildir. Gerekiyorsa:
- “Şu an çok öfkeliyim, biraz sakinleşip konuşalım” demek olgunluktur.
- Tartışmayı yatmadan önce mutlaka çözmeye çalışmak faydalıdır ama kavga etmek için değil, uzlaşmak için.
3. Eşinizi Değil, Sorunu Hedef Alın
Tartışmalar kişiye değil probleme odaklı olmalıdır. Örneğin:
- “Sen tembelsin” yerine, “Ev işlerinin bölüşülmemesi beni zorluyor” gibi.
4. Profesyonel Destek Alın
Uzman bir aile terapisti, bazen eşlerin göremediği kör noktaları açığa çıkarabilir. Çift terapisi, ilişkide yeni bir iletişim dili kurulmasına yardımcı olur.
Tartışmalar Yıkıcı Değil, Yapıcı Olmalı
Her evlilikte anlaşmazlıklar olur. Ancak mesele tartışmak değil, nasıl tartıştığımızdır. Sürekli kavga edilen bir evlilik zamanla duygusal bir çöküşe dönüşebilir. Eşler şunu hatırlamalıdır:
- Biz düşman değiliz, aynı takımdayız.
- Tartışma değil, çözüm üretme niyetindeyiz.
- Her tartışma bir şeyleri öğrenme ve geliştirme fırsatıdır.
Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir evlilik, otomatik olarak oluşan bir şey değildir; emek, niyet, sabır ve iletişim becerisi gerektirir. Eşler birbirine düşman değil, hayat yolunda yoldaş olmayı başarabilirse, tartışmalar korkulacak değil, ilişkiyi büyütecek araçlara dönüşebilir.