HİKİKOMORİ NEDİR?
Teknolojinin gelişmesiyle beraber gelen sosyal geri çekilme de günden güne artış
göstermektedir. Hikikomori kavramı etimolojik olarak 'hiku' (geri çekilmek) ve 'komoru'
(kendini kapatmak) kavramlarının birleşiminden oluşmaktadır. Japonca olan bu terime
göre kişiler kendilerini kasıtlı olarak sosyal hayattan geri çekerler, kendilerini evlerine,
odalarına hapsolmuş şekilde yaşarlar. Japonya’daki özellikle ergenlik çağındaki
erkeklerin sosyal temastan normal olmayan şekilde kaçınmaları olarak belirtilmiştir
(Koyama ve ark., 2010; Yong ve ark., 2020).
HİKİKOMORİ ÜZERİNDE ÖNEMLİ ETKENLER NELERDİR?
Bireysel olarak etkenlere bakıldığında düşük benlik saygısı, mükemmeliyetçilik ve
başarısızlık korkusunun yanı sıra sosyal anksiyete bozuklukları etkili olabilmektedir.
Ailevi ve kültürel nedenler de oldukça etkili olabilmektedir. Örneğin; helikopter
ebeveynlik olarak adlandırılan ebeveynlerin aşırı kontrolcü ve koruyucu tutumları, aile
baskısı ve akademik olarak rekabet içerisinde tutulması, başarısızlıkların olduğundan
daha fazla büyütülmesi ve bunlara dair çarpıtılmış inançların geliştirilmesi etkili
olabilmektedir.
Bunların yanı sıra toplumsal ve ekonomik faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. İşsizlik,
toplumun beklentileri ve ekonomik baskı etkisi oldukça fazladır. Artan kentleşme ile
beraber yalnızlaşan bireyler ve teknolojik ürünlerine karşı gelişen bağlılıkların artışı da
birer etkendir.
HİKİKOMORİ VE TOPLUM
Hikikomori, yalnızca bireyin değil toplumun da bir yansımasıdır. Başarıya, performansa
ve sosyal rekabete odaklanan sistemler, bazı bireyleri “içeri kapanmaya” zorlamaktadır.
Bu yalnızca psikolojik bir sorun değil; aynı zamanda içinde bulunulan çağın sessiz ve
derin bir çığlığı olarak nitelendirilebilir.
Kişiler toplum tarafından dışlanmadan önce kendi kabuklarına çekilerek önlem alma
düşüncesinde olabilmektedir. Lakin süreç ilerledikçe bu yalnız başına yaşama hali karşı
konulamaz ve dış dünyaya yabancılığın artışına neden olmaktadır.
HİKİKOMORİ İLE İLGİLİ NELER YAPILABİLİR?
Hikikomori, bireysel bir sorun gibi görünse de aslında aile, okul, toplum ve kültürel
yapıların da içinde olduğu çok katmanlı bir durumdur. Bu nedenle çözüm yolları da
sadece psikolojik destek ile sınırlı değildir.
Sosyal kaygıyı azaltmak ve düşünceler üzerine çalışmak adına psikolojik destek
alınabileceği gibi farklı unsurlar da etkili olabilir.
Kişi doğrudan dışarı çıkarılmak, sokakların hareketli yapısıyla karşı karşıya bırakılmadan
önce bir odadan diğerine geçiş ya da ev içerisinde farklı sorumluluklar verilmesi üzerinde
çalışılabilir.
Bu süreç içerisinde aile desteği oldukça önemlidir. Aile çocuğun kolayca geçecek bir
problemle değil yaşamsal bir mücadelenin içerisinde olduğunun bilincinde olmalıdır. Ev
içerisinde sohbet edilebilecek, ailenin birlikte vakit geçirebileceği aktiviteler, sofraya hep
birlikte oturmak vb. durumlardan sonra bu aile birliktelikleri dışarıya doğru kademeli
olarak yaklaştırılabilir.
Belki de Hikikomori’yi sadece “eve kapanmak” olarak görmek, meselenin en yüzeysel
halidir. Asıl kapanan, beklentilerle örülmüş bir toplumun içine sıkışmış genç bir zihin
olabilir. Ve bazı insanlar toplumdan çekilerek değil, görünmez olmaya çalışarak
kendilerini ifade etmeye çalışabilirler.
Unutmayın! ‘’Ruh sağlığı en az beden sağlığı kadar önemlidir.’’