MÜKEMMELİYETÇİLİK
MÜKEMMELİYETÇİLİK NEDİR?
Mükemmeliyetçilik, kişinin genellikle kendisine bazen de başkalarına olmak üzere
ulaşılması zor hatta gerçeklikten uzaklaşan düzeylerde yüksek standartlar koymasıdır.
Bu kişilere göre “iyi” yeterli olmaz, her şeyin “kusursuz” olması gerekmektedir. Bu
beklenti genellikle içsel bir baskıya, yoğun olarak yaşanılan kaygıya ve sürekli bir
tatminsizliğe yol açar. Mükemmeliyetçilik bazı şeyleri doludizgin yakalamaya çalışırken
bazı şeylerden vazgeçmeye neden olabilir. Tıpkı Brene Brown’un tarifindeki gibi,
"Mükemmel olmaya çalışmak, insan olmaktan vazgeçmektir."
MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN KAYNAĞI NEDİR?
Gelişigüzel gelişmekten çok ardında farklı nedenler bulunabilir. Ailesi tarafından birtakım koşullara bağlanarak sevgi görmek bir neden olabilir. Çeşitli görevlerin üstesinden gelme sayesinde ailesinden sevgi gören birey bir süre sonra “Başarılı olursam sevilirim.” şeklinde inançlar geliştirebilir.
Ebeveynlerin aşırı eleştirel tutumu, bireyin özerkliğine ve fikirlerine karşı ketum bir duruş sergilemesi, kendisini bu şekilde kabul ettiremeyeceğini düşünmesine bu yüzden belirli alanlarda sivrilerek kendisini kanıtlama çabasına girmesine yol açabilir.
“Benim çocuğumun bulunmadığı yerler yeşildir” bakış açısıyla çocuğu sürekli olarak
başkalarının çocuklarıyla karşılaştırmak, hayatı bir yarış kulvarı olarak görmek gibi bakış açıları ve ebeveyn tarafından yeterli özerkliği görmemek çocuğun ilerleyen dönemlerde benlik saygısını olumsuz etkileyerek kendisi için amaç edinmesini engelleyebilir ve başkalarıyla kıyaslanabilecek değerli envanterler edinmeye yönelik hırs içerisine girmesine neden olabilir.
MÜKEMMELİYETÇİLİK ZARARLI MIDIR?
Mükemmeliyetçilik sadece bir boyuttan bakıldığında tamamıyla olumsuz bir kavram
olarak görülebilir. Bu kavram madalyonun iki farklı yüzünden incelenebilir:
Kişinin kendinden kaynaklanan, içsel motivasyonu ile hedefler koyması ve hedefe
giderken kendisinin de bir insan olduğunu unutmayarak hatalar yapabileceğini aklında
bulundurması olumlu/sağlıklı mükemmeliyetçilik olarak değerlendirilebilir.
Diğer yandan kişinin değersizlik hissiyle hareket etmesi, kendisinden çok dış faktörlerden kaynaklı olarak harekete geçmesi, hataya tahammül edememesi, eleştiri gelebileceğini algıladığında gerilmesi ya da aşırı hareketlerde bulunması ise olumsuz/sağlıksız mükemmeliyetçilik olarak değerlendirilebilir.
MÜKEMMELİYETÇİLİK VE HAYAT İLİŞKİSİ NEDİR?
Doğal olarak insan hayatını, hayatın birçok noktasında etkilemektedir. İş hayatında bir
proje hazırlarken, bir iş, emek ortaya koyarken bitmek bilmeyen ertelemeler, “ya
yeterince iyi değilse” düşüncesiyle tekrar tekrar üzerinden geçilen çalışmalar oldukça
yorucu olabilmektedir. Kişilerarası ilişkilerde ise bir yandan kendine diğer yandan karşı tarafa sürekli eleştirel bir tutumla yaklaşma, güzelliklerden çok kusurlara odaklanma, insanların doğal olarak hatalar yapabileceğini göz ardı ederek empatiden yoksun davranma neticesinde iletişim kopuklukları olabilmektedir. Kişinin şahsi gelişiminde, gelişmek yerine “hatalardan kaçınmaya” odaklanmak. Mükemmeli yapacağım derken “iyi”den de olmak ve yüksek standartlar arasında bunalmak çıkmazlara sürükleyebilir.
MÜKEMMELİYETÇİLİK İLE BAŞ ETME YOLLARI NELERDİR?
"İyi” ve/veya “Yeterince İyi” kavramları üzerinde düşünmek başlangıç noktası olabilir.
Zira mükemmele takılı kalmak bir zaman sonra iyinin ortaya çıkmasını da önleyebilir.
Yapılan, üzerinde emek gösterilen uğraş kişinin kendisinin istediği, amacına ulaştıracak
şey mi yoksa dışarıdan dayatmalar mı etkili oluyor?
“İnsan olmak hatalarla var olmaktır.” Hata yapmak hayatın sonu değil yaşayan bir varlık
olmanın işaretidir. Hatalar hayatın bir parçası olarak görülebilir.
“İnsan insanı ağusunu alır.” İnsan kendi başına yıpratıcı, kendisine zarar veren bir süreç
içine girdiğini hissettiğinde çevresinden geri bildirim alarak hayatına dışarıdan bakmanın yolunu açabilir. Kusursuzluk/mükemmeliyetçilik peşinde koşulan bir hedef mi yoksa yolumuzdan alıkoyan bir yanılsama mıdır? Evet bu soruya verilen cevap ve yukarıdaki baş etme yollarına üzerine düşünmek, geçmişten bu yana hatalarla, derslerle bugünün insanları olduğumuzu görebilmenin aynası olabilir.
Unutmayın! ‘’Ruh sağlığı en az beden sağlığı kadar önemlidir.’’