BAŞKALARININ DÜNYASI: KIYASLARLA YAŞAMAK
Yaşadığımız zaman içerisinde sosyal mecralar, çalışma hayatı, eğitim süreci hatta günlük sohbetler içerisinde dahi kurulan cümleler başkalarıyla kişinin kendi mevcut durumu arasında kıyaslama içeren cümlelerin çokça kurulduğu anlar içermektedir. Bir tanıdığın mutlu anlarına şahit olmak kişinin kendi hayatına dair sorgulamalarının fitilini
ateşlemektedir. Bu kıyaslamalar çoğunlukla yaşamın bir yerlerinden kendini gösteriyor
ve kişinin kendisine dair eleştiri oklarını artırarak hayatına yerleşmeye başlıyor.
Geçmişten Geleceğe Kıyaslama
Kıyaslamak durumu günümüze has bir durum olmaktan ziyade insanlık tarihiyle beraber kendini göstermiştir. Toplumların içinde bulundukları yaşam faktörleri, ekonomik durumlara göre sarfedilen cümleler değilim gösterse de kıyaslama unsuru devam etmektedir. Geçmişte ilkel bir toplumda av sonucunda yakalanan hayvanlar
kıyaslanırken günümüzde bu kıyas başarılar, sahip olunan eşyalar, kariyerler üzerinden
ilerlemektedir. Günümüzü geçmişten en çok ayıran özellik ise geçmişte daha çok gerçekler kıyaslanırken mevcut zamanda algılamalar üzerinden kıyaslama yapılmaktadır. Örneğin geçmişte iki insan sahip oldukları ceketleri doğrudan görerek kıyaslarken günümüzde sosyal mecraların gelişmesi neticesinde sadece mutlu olunan anda giyilen kıyafetler ve anları görerek baktığına farklı anlamlar yükleyerek kıyaslamalar yapmaktadır. Farklı araştırmalara göre sürekli aşağı-yukarı tabaka olarak seviye farkına dayalı kıyaslamalar yapmayın tatminsizliği daha arttırdığından bahsetmektedir. Çünkü bu sürecin yakıtı "eksiklik" hissetmektir.
Kıyaslamanın Dışına Çıkmak
Kıyaslama anlarında öncelikle ne üzerine yoğunlaşıldığını fark etmek önemlidir.
Genellikle benzer konular üzerine mi yoksa hayatın birçok alanına yayılmış bir kıyaslama mı var bu tabloyu görmek farkındalığın ilk adımı olabilmektedir.
Dünyada ne kadar insan varsa o kadar farklı yaşantılar ve alışkanlıklar bulunmakta
neticesinde insanlar bir şekilde birbirinden özellikler bakımından ayrılmaktadır. Kişi bu
kadar insanın içerisinden kendisine hitap eden tüm insanların beğendiği özelliklerini dahi söylese uzun bir zaman alır ve zihinsel yorgunluğuyla bulunduğu yerden öteye
geçememiş şekilde kalır. Bu yüzden odak noktası başkalarının vardıkları neticeye değil
kendi yoluna döndürülmelidir. Çünkü genelde diğer insanların kat ettikleri mesafeyi değil son olarak bulunduğu yeri görerek ona göre kendini kıyaslayan kişiler haksız bir rekabet algısıyla kendini “eksik” olarak algılamaktadır. Sosyal medya üzerinde ise durumun gerçek hayatı tam olarak yansıtmadığını ve paylaşım yapan kişinin hayatından sadece bir kesit gördüğünü hatırlamak önemlidir. Ve neticede kişinin kendi sahip olduğu değerleri görmesi ve belki de kendisinin başkalarına baktığı gibi kendisine de bakabileceklerin olabildiğini ama hayatının her zaman şu anki gibi olmadığını düşünmesi önemlidir. Kıyaslamak normal bir durum gibi görülse de bu sürekli bir hale dönüştüğünde mutsuzluk hayatın bir parçası olmaya başlar. Hayat herkesin aynı kulvarda koştuğu bir yarışma değil farklı zaman ve koşullarda farklı yollarda yürüdüğü bir süreçtir. Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak kendimizi geliştirebileceğimiz zamanları da geçirmiş olmaktır.